Arda'yı Benden Daha Eski Tanıyan Yok

Arda'yı Benden Daha Eski Tanıyan Yok
Yayın Tarihi: 12.02.2018 19:40:00

Türk futbolunun son 10 yılına damga vurmuş, sadece futboluyla değil yaptığı her şeyle en konuşulan ismi: Arda Turan.. İddia ediyorum Türk basınında Arda Turan'ı benden daha eski tanıyan yoktur. Arda'yı tanıdığımda ben de çocuktum o da çocuktu... 2014 yılında Arda Chelsea'yi yıktığında Akşam Gazetesi'nde kendi gözümden Arda'yı anlatmıştım isteyen okuyabilir.   

Benim için Arda bu satırlardaki Arda değil artık, ben tüm güzel anıları çoktan toprağın altına gömdüm. Ama işimiz bu anlamaya ve değerlendirmeye devam etmeliyiz. 2014 yılına geri dönelim. La Liga şampiyonu Atletico Madrid'in 10 numarası olarak 32. Gün programının konuğu olmuştu Arda ve o yaz Brezilya'da Dünya Kupası vardı. Milli Takımımız yine Dünya Kupası'na katılamamıştı. Ve Arda'nın bu durumla ilgili yorumu, "Kötü bir şey iyi bir şey değil. Dünyanın en iyi oyuncuları arasına girmek istiyorsanız, ülkenizi seven biriyseniz, eğer dünya kupasında olursanız ülkenizin bayrağı her yerde dalgalanır. Kariyerim için söylüyorsanız çok üzücü. Bir futbolcunun olmak isteyeceği en güzel yerdir. Çok üzgünüm. Televizyonda gördüğüm zaman kanalı değiştiriyorum" şeklinde olmuştu. Arda'ya bir sonraki Dünya Kupası'nda geleceği yaş hatırlatıldığında ise, "31 yaş kötü bir yaş değil. İnşallah o günlere kadar sağlıklı iyi durumda olursak oynayabileceğimi düşünüyorum" ifadelerini kullanmıştı.

Evet 31 yaş kötü yaş bir değil ama Arda yine Dünya Kupası'nda olamayacak, bu ülke yine bir Dünya Kupası'nda ay-yıldızı sahada göremeyecek. Evet 31 yaş kötü yaş bir değil ama Arda kariyerinin dibinde. Hem de o sözleri söyledikten sonra dünyanın en büyük kulübüne gitmesine rağmen 31'ine geldiğinde dibi gördü Arda; her ne kadar kulübü Başakşehir zirvede, şampiyonluk yarışı verse de Arda varolma savaşının içinde can çekişiyor. Peki bu duruma nasıl gelindi? Çünkü Arda Barcelona'ya transfer olduktan sonra futbolculuğu bırakıp kendini Türkiye'nin futbol elçisi, futbol bakanı olarak görmeye başladı. Milli takımdaki kaptanlık pazubendini kariyeri boyunca kendisine baba gibi davranan Fatih Terim'in bile üstünde bir güç kalkanı olarak gördü. Etrafındaki dalkavukların gazıyla onu o yapan mütevazılığı unuttu. Milli takımın menfaatleri egosunun gerisinde kaldı. Medyadak' ve menajer dünyasındaki baronları arkasına alarak güç savaşı başlattı.



Bu süreçten zararlı çıkan en çok halk oldu. Çünkü sadece 2 defa 1954'te ve 2002'de Dünya Kupası gören bu millet yine bu mutluluktan mahrum bırakıldı. Kendisi ise daha tarihi bile olmayan Başakşehir'e gelip imza attı. Kendisini yetiştiren Galatasaray Kulübü, binlerce sarı-kırmızı yüreği hiçe sayarak. Açıklaması ise "Eğer kulübüm bana kucak açarsa G.Saray'dan başka kulüpte oynanam dedim" şeklinde oldu. Allah aşkına soruyorum: Tek seçenek Başakşehir'e gelmek miydi? Ahmet Çalık için Malaga ile el sıkışan Ahmet Bulut, seni de Malaga'ya ya da başka bir kulübe götüremez miydi? Mutlu musun? Annen, baban, kardeşin mutlu mu? Soruyorum sadece soruyorum... Aldığımız istihbarat Arda'nın Başakşehir'e proje olarak geldiği. Arda'nın burada süre alıp sonra da Çin'e satılması şeklinde... Değer miydi Arda, Galatasaray'ı silip atmaya... Seni de hep projeler yaktı ya neyse... Ahmet Bulut demişken. Etrafta "Galatasaray'ın bana borcu var" diye söyleniyormuş. Galatasaray'da kimsenin parası kalmaz, Arda'ya sor en iyi o bilir... 

AMAN BİZİM LİGLERE BAKMAYIN!

Cengiz Ünder; tam bir aslan parçası... Yetenekli, cesur, hızlı, oyun zekası yüksel, çift yönlü, her iki kanatta da görev yapabilen, merkezde oynayabilen bir pırlanta... Cengiz iki haftadır Roma formasıyla döktürüyor, ağları sarsıyor... Ama Cengiz o golleri sadece Verona'ya ya da Benevento'ya atmadı; scout denilerek kulüplerde konumlandırılan şahıslara da attı... Çünkü scout olmak Brezilya'yı, Arjantin'i, Fransa 2. Lig'ini taramak gerektirir ama kendi liglerimize hiç bakmayız... Cengiz daha düne kadar  Erciyes'e, Bolu'ya karşı oynuyordu şimdi bir dünya markası olmak üzere. Ama bizim scoutlarımız Cengiz'i iki sezon Altınordu'da harika futbol oynamasına rağmen hiç fark etmemişti... Yine aynı şekilde Emre Akbaba'ya, Efecan Karaca'ya... Sizlere Ontivero'larla, Mitrovic'lerle, muttluluklar... Tekrar tebrikler Cengiz Ünder, sana inanıyoruz...


PAYLAŞ

 
 
 
 



YAZARIN SON YAZILARI


TÜM YAZARLAR



YAZARIN EN ÇOK OKUNAN YAZILARI