Paris’de Sınır Tanımayan Gazeteciler Birliği’nce başlatılmış ve Birleşmiş Milletler’in 20 Aralık 1993’te aldığı kararla her yıl 3 Mayıs tarihinde Dünya Basın Özgürlüğü Günü kutlanmaktadır.
Veriler birçok coğrafyada basın özgürlüğünü kısıtlayan gelişmelerin devam ettiğini ortaya koyuyor. Özellikle Türkiye en belirgin düşüşün yaşandığı ülkelerin başında geliyor. Ülkelerin basın özgürlüğünü inceleyen Freedom House’un 2014 raporuna göre, Türkiye son 15 yıldır ilk kez "kısmen özgür ülkeler” kategorisinden "özgür olmayan ülkeler” kategorisine düştü. Bu veriler doğrultusunda Türkiye, basın özgürlüğü bakımından dünya genelinde 134’üncü sıraya gerilerken, Avrupa sıralamasında da basını özgür olmayan tek ülke oldu. Diğer yandan, Türkiye’de basın, Bangladeş, Endonezya, Uganda, Tanzanya, Kenya gibi ülkelere kıyasla da daha sınırlı…
Basın özgürlüğünün bir diğer ayağı hiç kuşkusuz basın emekçilerinin örgütlülük düzeyidir. Ülkemiz bu açıdan da sıkıntılıdır. Basın emekçilerinin büyük bir çoğunluğu örgütsüz, sendikasızdır. Sendikalaşmaya yönelik adımlar, işten atmayla, baskıyla sonuçlanmakta, ya da yandaş sendikalar devreye sokularak örgütlenme ve toplu pazarlık hak ve özgürlükleri kısıtlanmaktadır.