Uluslararası Multipl Skleroz (MS) Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından her yıl Mayıs ayının son Çarşamba günü Dünya MS Günü olarak ilan edilmiştir. Merkezi sinir sistemi hastalığı olan, beyin ve omuriliğin birçok alanını etkileyen MS, görme bulanıklığı, çift görme, görüntünün kayması gibi görme bozuklukları, bir kolda bacakta ya da her iki bacakta güçsüzlük, yürümede dengesizlik, bir veya iki elde titreme, uyuşma, idrar kaçırma ya da yapamama gibi belirtilerle kendini göstermektedir.
Risk faktörleri nelerdir?
Bugüne kadar ki araştırmalarda çok önemli iki risk faktöre tespit edilmiştir; birincisi, sigara, diğeri ise D vitamini eksikliğidir… En önemlisi ise umutsuzluktur! Hastaların olumlu düşünmeleri ve doğru tedavi yöntemi sürecinde hekimleri ile sıkı diyalog içinde olmalarının da hayati önemi vardır.
Hareket etmek çok önemli
MS konusunda hastalar kadar hasta yakınlarına ve devlete de önemli görevler düşmektedir. Hasta yakınlarının ve çevresinin ‘Bu hastalığın hiç mi çözümü yok?’ gibi sorular sorması, sürekli olumsuz bir ruh haliyle hastaya yardımcı olmaya çalışmaları, tedavi sürecine sekte vurabilmektedir. Kişisel ve grup terapileri, hastalara ve ailelerine MS tanısının yarattığı depresyon, korku ve paniğin yol açtığı sınırlamalarla mücadelede yardımcı olur. Egzersiz programları ve güçsüz kasların çalıştırılması hastaların akut atak döneminin izlerini silinmesine ve kas spazmlarının giderilmesine yardımcı olmakla beraber bu çalışmalar birçok hastanın kendine güvenini artırır.
Çocuk sahibi olmalarında bir sakınca yok
Unutulmaması gereken şudur; MS hastalığı bulaşıcı, öldürücü bir hastalık ya da akıl hastalığı değildir. Özürlülük ise hiç değildir! MS hastalarının çocuk sahibi olmalarında bir sakınca yoktur. Doğru tedavi yöntemiyle hastaların yaklaşık yüzde 20'si uzun süreli ilaçları kullanmaya bile gerek kalmadan yaşamını sürdürebilmektedir. Bu süreçte devlete düşen en önemli görev ise hastaların toplumsal yaşamlarını kolaylaştıracak yasaların çıkarılmasına yöneliktir. Halka açık yerlere rampaların ve asansörlerin konması, MS hastalarına uygun tuvaletlerin yapılması, hastaların toplu taşıma araçlarından faydalanabilmesi ve MS’li hastanın sağlıklı bireylerle birlikte yaşamın içinde olması çok büyük önem taşımaktadır.