Reklam dünyası gerçekten Mad Man kadar havalı mı dersiniz? Öğrenmek için WBR'ın genç veliahtı Yiğitcan Özyiğit'le iş dünyasından gezdiği yerlere kadar her şeyi konuştuk.
Metin yazarı, sanat yönetmeni, marka yönetmeni, grafik tasarımcısı, kreatif direktörü, stajyerleri, rahat giysileri, cool tavırları.. Reklamcılar dışardan bakıldığında her zaman özenilen meslek grubu olmayı başarmışlardır. Peki gerçekten öyle mi? Bizde bunu yerinde inceleyelim dedik.
LG, Panasonic, Early Times, Emaar, Polisan Boya, GNC, HP, Elexus, TEB, Varyap, Hitachi, AtlasGlobal, DS Damat, Dap Yapı, Quasar, Tepe Group, Suzuki ve dahasıyla çalışan reklam dünyasının önemli ajanslarından WBR'ın veliahtı başarılı iş adamı Yiğitcan Özyiğit'e sektörden özel hayata kadar sorduk.
Biraz Yiğitcan Özyiğit'i tanıyalım ve neden reklamcılık diyelim? Başka bir şey yapmayı hiç düşünmedin mi?
1990 yılında Ankara’da doğdum. Yeditepe Üniversitesi Reklamcılık bölümünü bitirdim. Reklamcılık zaten baba mesleği. Annem ise yapımcı ve gerçekten bu sektörü seviyorum, severek yapıyorum yani işimi. Malum bizim sektörde belirli iş saatleri olmadığı için şirket içersinde yoğun bir iş temposu ve yoğun çalışma saatleri oluyor. Küçük yaşlarımda bile iş yoğunluğu olduğu için ebeveynlerim şirkette gece geç saatlerde çalışırken bende onların yanında ajansta vakit geçirirdim. Ben bu iş ile büyüdüm yani.
Farklı meslekler tabi ki düşündüm ve çalıştım da. Mesela 17 yaşımdayken bir televizyon programında stüdyo şefliği yaptım, çeşitli prodüksiyonlarda çalıştım, ulusal ve uluslararası film festivallerinde görev aldım. Yani hep baba ocağında değildim. Şuan ise reklamcılığın yanı sıra yapmış olduğum farklı yatırımlarda var.
Peki Wbr'ı diğer reklam ajanslarından ayıran şey nedir?
Biz bir reklam ajansından çok bir strateji ajansıyız biz kavramları değiştiriyoruz. Bizim için strateji en büyük sanat. Kreatif kısmı bu işin tabi ki olmazsa olmazı fakat sağlam oluşturulmuş bir alt yapı ve doğru strateji üzerinde ilerlemek çok daha etkili. Bunlara çalıştığımız firmalardan örnek vermek gerekirse mesela Polisan Boya. Yıllarca boya diye kullandığınız ürüne biz Home Cosmetics kavramını yerleştirdik ve evinizin kozmetiği sektörde öncü bir yer aldı. Başka bir örnek vermem gerekirse AtlasJet Havayollarını o sektörde eksik olan, ihtiyaç duyulan bir yere konumlandırdık ve AtlasGlobal markasını yarattık. Bununla birlikte sınırları olmayan bir havayolu firması haline geldi.
YİĞİTCAN ÖZYİĞİT'LE SORU CEVAP:
Reklamcıların rahat bir yapıya sahip olduğu yönünde bir algı var. Öyle mi gerçekten? Bunun nedeni nedir?
Ben tam tersini düşünüyorum ve en azından bizim için böyle. Çünkü bir müşteri düşünün, size teslim olmuş ve onlar adına bir sanat koyuyorsunuz aslında ortaya. Sosyal anlamda ise pek çok meslek grubuna göre insanlarla çok daha fazla iletişim halinde olan bir sektörüz bu mu rahatlık olarak algılanan bilemiyorum.
Artık sosyal medya fenomenleriyle her yerde karşılaşıyoruz. Özellikle reklam sektöründe çokça kullanılıyorlar. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu tabi ki reklam verenlerin onayı olmadan alınabilinecek bir karar değil. Sonuçta markalar nasıl ünlü oyuncuları, sporcuları kullanıyor ve bu sayede geri dönüşler alıyor ise sosyal medya fenomenlerini de aynı yerde görmek gerekir var bu yüzden markaların binlerce, milyonlarca takipçileri ve hayranları olan fenomenler ile çalışmalarını mantıklı buluyorum.
Peki reklamın iyisi kötüsü olur mu gerçekten?
Tabi ki..
Reklamcıların halkı iyi tanıması, pazarlayacağı ürünün alıcısına dönüşmesi gerek. Halkı iyi tanıdığınızı düşünüyor musun? Halka yeterince karışır mısın?
Rica ederim öyle snoop bir yerde durmuyorum. Her birimiz halkın bir parçasıyız. İlk olarak işin bu tarafında olanların, reklam verenlerin hedef kitlesini iyi bir şekilde analiz etmesi gerekiyor. Tabi şöyle bir durumda var. Halkın ne yapacağını bizler belirliyoruz. Bu bir zorunluluk, bir dayatma değil ama hiç değilse seçenekleri biz sunuyoruz sizlerde bir tanesini seçiyorsunuz.
Biraz özele girelim. Nerelerde takılırsın?
Yoğun bir iş tempomuz var ve spor da hayatımda çok önemli bir yere sahip. Bunlar dışında arta kalan zamanlarımda, bide tabi uyumak bana boşa harcanan bir vakit gibi geldiği için genelde sosyal aktivitelerimi akşam saatleri veya gece geç saatlerde yapmak zorunda kalıyorum. Tabi ki tercih ettiğim gitmekten hoşlandığım belli mekanlar var
Peki nasıl bir patronsun?
Patrondan çok biz bir aileyiz. Ekip çalışması yani bir takımız. Şirket içerisinde bir çekirdek aile samimiyeti ve sıcaklığını görebilirsiniz. İsterseniz makam isterseniz rütbe deyin her neyse bizim şirketimizin içerisinde her şey şeffaftır herkes eşittir. Tabi ki çok güleriz veya bir konu üzerine saatlerce kavga edebiliriz ama her şey evimiz için yani şirket için
Yaratıcılık bu sektörün en önemli özelliklerinden biri. Reklamcılar sanatçı mıdır sence?
Bazı işlerin sanatsal anlamda başarıya ulaştığı muhakkak. Ama bu tüm reklamcıların sanatçı olduğu anlamına gelmiyor. Sanatçı olmak Allahın bir lütfudur. Herkes sanatçı olamaz yetenek, yaratıcılık ve azim gerek. Bireysel olarakta şirket olarakta sanatı önemsiyoruz. Yaptıklarımızdan sanat değeri çıkınca ayrı bir haz duyuyoruz.
Algı yönetimi yapmak, yalan söylemek... Reklamcılık için bunlar ne kadar gereklidir?
İnandığımız şeyler için kurduğumuz strateji ile algı yönetimi yaparız ancak inanmadığımız bir marka, bir kampanyanın içinde prensiplerimiz gereği yalan söylemeyiz
Dünyada bu zamana kadar yapılmış en beğendiğin reklam kampanyası, reklam filmi desek?
Siz sorunca ilk aklıma gelen GE’nin ‘’Ideas are scary ‘’ reklam filmi oldu.
Hangi dizileri izliyorsun?
Çok isterdim Game of Thrones’a başlamamış olmayı.
En sevdiğin masalı sorsak?
Kırmızı başlıklı pinokyo ve yedi cüceler
Marka takıntın var mıdır?
Takıntı demeyelim ama özellikle saat ve ayakkabı konusunda özenliyimdir. Onun dışında kendime yakıştırdığım her şeyi giyerim. Her alanda şıklığa önem veririm. Ama buram buram marka kokan kıyafetlerden uzak dururum. Çünkü benim üstümde markalı giysilerim veya kıyafetlerim olduğu için insanlar beni bi yere konumlandırmamalılar, bu sebeplerden dolayı benim yanımda olacak kişi bana uzak olsun.
Peki grinin elli tonundan birisi olsan hangisi olurdun?
Muhtemelen en karanlığı
Günlük hayatta en çok kullandığın kelime nedir?
Şükür. Hep şükür ederim sahip olduğum değerler için