Türkiye, son yıllarda hızla artan nüfusu ve ekonomik büyümesiyle birlikte artan bir enerji talebine sahiptir. Ülke, enerji ihtiyacının büyük bir kısmını dışa bağımlı kaynaklardan karşılamaktadır. Bu durum, enerji güvenliği ve ekonomik istikrar açısından bazı riskleri beraberinde getirmektedir. Özellikle doğalgaz ve petrol gibi kaynaklarda dışa bağımlılık, enerji fiyatlarında global dalgalanmalara karşı Türkiye'yi savunmasız kılmaktadır.
Hükümet, yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesine büyük önem vermektedir. Güneş, rüzgar ve hidroelektrik başta olmak üzere yenilenebilir enerji yatırımları, Türkiye'nin enerji portföyünde önemli bir yer tutmaya başlamıştır. Bu geçiş, hem enerji güvenliğini artırmak hem de çevresel sürdürülebilirlik sağlamak açısından kritik öneme sahiptir. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar, Türkiye’nin karbon ayak izini azaltmayı ve Paris İklim Anlaşması kapsamında belirlenen uluslararası taahhütlere ulaşmayı amaçlamaktadır.
Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, Türkiye ekonomisine de olumlu yansımalar sağlamaktadır. Yeni iş alanlarının yaratılması, enerji üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve enerji ithalatına bağımlılığın azaltılması gibi faktörler, ekonominin daha dengeli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasına yardımcı olmaktadır. Uzun vadede, Türkiye'nin enerji sektörü üzerinde daha fazla kontrol sahibi olması ve global enerji piyasalarındaki dalgalanmalardan daha az etkilenmesi beklenmektedir.