Öyle Bir Deprem Olacak ki 24 Atom Bombasına Eşdeğer! Bu Açıklama Çok Tartışılacak!

Deprem Uzmanı Övgün Ahmet Ercan’dan Marmara depremiyle ilgili korkutan açıklamalar. Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Marmara’da yaşanacak büyük depremin beklenildiği gibi İstanbul’da değil Tekirdağ’da olacağı iddiasında bulundu.

Öyle Bir Deprem Olacak ki 24 Atom Bombasına Eşdeğer! Bu Açıklama Çok Tartışılacak!
Yayın Tarihi: 5.12.2020 11:30:00

Deprem Uzmanı Övgün Ahmet Ercan’dan Marmara depremiyle ilgili korkutan açıklamalar. Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, “Kimse Tekirdağ depreminden söz etmiyor herkes İstanbul diyor.

Oysaki büyük deprem Tekirdağ’da olacak. Marmara Ereğlisi’nin beklediği depremin yıkım kuvveti de 9 olacaktır. İstanbul’da beklenen depremde açığa çıkacak güç 4,3 atom bombası gücünde olacak ama Marmara Ereğlisi’nde olacak olan depremde açığa çıkacak güç ise 24 atom bombasına eş değer olacaktır" şeklinde konuştu.

'MARMARA DENİZİ DEPREMİ, ÇEVRE KENTLERİN DEPREMİDİR'

Marmara Denizinde meydana gelecek olası depremin denizi çevreleyen kentlerin depremi olduğuna dikkat çeken Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, “Marmara Ereğlisi’nin önünde olacak deprem hem Tekirdağ, Çanakkale, İstanbul, Balıkesir, Bursa, Yalova hem de Kocaeli’nin depremidir.

Nasıl onların depremi bizi etkilediyse bizim depremimiz de buraları etkileyecektir. Demek ki bu hazırlık sadece Tekirdağ’da değil bu saydığım illerin tamamında yapılmalıdır. Çünkü Marmara’da bugüne kadar yapmış olduğum araştırmada Marmara depremleri bir bütün davranışı içinde oluyorlar.



Depremin bir yasası vardır ve bu yasa der ki ‘Bir yerde 7 büyüklüğünde bir deprem olduysa gelecekte de aynı yerde aynı büyüklükte bir deprem olacaktır.’ Demek ki tarihini bilmeyen tarihini yaşar. Buna göre Büyükçekmece’nin batısından Şarköy’e kadar yüksek gerginlik yaşanıyor. Demek ki bu gerginliğin bulunduğu torağın bir kısmı Silivri’den başlıyor yani İstanbul’un batısından başlıyor ama büyük bölümü Tekirdağ ilinde bulunuyor.

Buna göre Tekirdağ ilini deprem bekliyor diyoruz. Bu depremin olacağı yer ise bu arı kovanının en yoğun olduğu yer Marmara Ereğlisi’nin önü oluyor. Arzu ederseniz dışarıya çıkarız sizlere depremin tam nerede olacağını da gösterebilirim. Sadece Marmara Ereğlisi depremi olmayacak bütün Trakya bölgesinin depremi olacak. Nasıl kırılacak bu deprem derseniz, doğu-batı doğrultusunda kırılacak.



Bir deprem olduğu zaman hem doğu-batı doğrultusunda kırılacak hem de Trakya kırığını oynatarak tam bu Marmara Ereğlisi’nde bulunan dolum tesislerinin altından geçerek Çorlu’ya doğru gidecek, Çorlu’yu da çok etkileyeceğini de söyleyeyim, Lüleburgaz, Babaeski üzerinden Edirne’ye kadar etki yaratacak. Yani bu deprem sadece Marmara Ereğlisi depremi olmayacak bütün Trakya’nın ve Marmara bölgesinin depremi olacak” şeklinde konuştu.

GÜVENLİ VE GÜVENSİZ BÖLGELERİ AÇIKLADI


'Deprem her an kapımızda’ konulu panele katılan Prof. Dr. Ercan, “Türkiye’nin deprem açısından en güvenli illeri Kırklareli ile Edirne ve Tekirdağ’ın kuzey bölgeleridir. Trakya’da deprem açısından en güvensiz ve imara açılmaması gereken bölgeler ise Ergene çukuru, Marmara Ereğlisi, Mürefte ve Şarköy kıyılarıdır.

Bu bölgeler yapılaşmaya açılmamalı ancak buna engel olunmuyor. Kuzey Anadolu kırığı kişilikli bir kırıktır. Doğudan başlayıp batıya doğru adım adım gidiyor. Sonuçta İzmit 1999 depreminin olacağını biz jeofizik mühendisleri ilk kez 1982 yılında söyledik. 1982 yılında algoritmamı uyguladığım zaman 1994’ten sonra her an deprem olabilir demiştim.



Tabi bunu çoğunuz anımsamıyordu çünkü o zaman için deprem konuları bu kadar ilgi çekmiyordu. Sonra 5 yıl gecikmeyle 1999 depremi gümbür gümbür geldi ve 17 bin 800 kişiyi kaybettik. 7,5 büyüklüğündeki bu depremde boşalan enerji 130 atom bombasının gücüne eş değerdeydi” dedi.

'İLK DEPREMİN OLACAĞI YER KÜÇÜKÇEKMECENİN ALTI'

İstanbul’un önünde olacak olan depremin Küçükçekmece ile Avcıların önünde olacağını ve bu depremin 6,4 ile 6,7 şiddetinde yaşanacağını belirten Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, “Yani büyük olmayacak. İstanbul’da büyük deprem olsaydı arkadaşlar, hiçbir şey bilmiyorsanız oradaki kalıntılara bakın, bugün ne Ayasofya kalırdı ne Bozdoğan Kemeri kalırdı, ne Süleymaniye kalırdı, İstanbul’un surları kalırdı. Yedikule surları her deprem olduğunda yıkılır.

Bana göre ilk deprem Küçükçekmece’nin altında olacak. Kimse Tekirdağ depreminden söz etmiyor herkes İstanbul diyor. Oysaki büyük deprem Tekirdağ’da olacak. Marmara Ereğlisi’nin beklediği depremin yıkım kuvveti de 9 olacaktır. Eğer Marmara Ereğlisi’nde enkaz altında insan aramak istemiyor, can kaybı yaşamak istemiyorsanız o kıyı şeridindeki yapıların hepsinin yıkılması gerekiyor. Siz yıkmazsanız deprem hepsini yıkacak bu yapıların. İnsanlar önce malım dememeli önce canım demeli.

Bir kişinin Türkiye Cumhuriyeti’nde depremden ölmesinin maliyeti 1 milyon 250 bin dolardır. Pekiyi bir kişinin depremde ölmemesi için yapılması gereken kişi başı yatırımın miktarı ne kadardır biliyor musunuz? Sadece 5 bin dolardır. Marmara Ereğlisi depremi İstanbul’da olacak olan depremin 6 katından daha fazla olacak. İstanbul’da beklenen depremde açığa çıkacak güç 4,3 atom bombası gücünde olacak. Ama Marmara Ereğlisi’nde olacak olan depremde açığa çıkacak güç ise 24 atom bombasına eş değer olacaktır. Ama biz bunu can kayıpsız atlatabiliriz” ifadelerini kullandı.

'ÖNLEM ALMAK KOLAY DEĞİL'

Olası Marmara depreminde 18 milyon kişinin yaşadığı İstanbul’da gereken önlemlerin alınmasının hiçte kolay olmadığını söyleyen Prof. Dr. Ercan, “1 milyon 600 bin yapının dönüştürülmesi için bir kere para yok yani sonra yasada bazı eksikler var. Sonra insanlar bu konuda da yardımcı olmuyorlar yönetimlere.

Çünkü adam bir daire veriyor iki daire istiyor veya 'Ben bu daireyi veririm ama aynı boyutta daire isterim’ diyor. Böyle olmaz ki yani o zaman hangi müteahhit o yapıyı yıkıp yeniden yapar ki. Dolayısıyla yönetim ve halk arasında mal mülk anlaşması olması gerekiyor. Bu kesinlikle böyle her şeyi devletten de beklemeyecekler. Yoksulun bir de elinden tutmak gerekiyor.

Şimdi yoksulun elinde para olmadığı için yapısını yıktırıp yeniden yaptırma olanağı yok. Sonra özellikle Türkiye'deki yapıların yüzde 20'si yerden gelen sorunlar, yüzde 80'i yapıdan gelen sorunlardan dolayı yıkılıyor. Yapısal sorunlar için banka kredi veriyor ama jeofizik araştırmalar için banka kredi vermiyor. Yani yarından tezi yok bankalar yerden gelen sorunlar için de kredi vermeli” dedi.




HABERİ PAYLAŞ

 
 
 


ÇOK TIKLANANLAR