Orkun Tunç: Tıklama Manipülasyonuyla Müzik Kariyeri İnşa Edilemez
Orkun Tunç, Armageddon Turk’le büyük işlere imza atan bir prodüktör. Gorillaz, Pet Shop Boys, Pink gibi isimlere yaptığı official remixlerle şöhreti her geçen gün artan bir isim.
Aynı zamanda sosyal medya platformlarında “tıklanma” hadiselerine de oldukça hakim olan Tunç, bize sosyal medyada tıklanma sayısı manipülasyonlarını ve yurtdışında çalıştıkları isimleri anlattı.
Armageddon Turk yaptığı remixlerle adından söz ettiren bir oluşum. Ama sadece adınız ve yaptığınız işler biliniyor. Sizi sizden dinleyerek başlayalım mı?
“Armageddon Turk” kardeşim Mu ile yatak odasında bir ambient EP kaydederken ortaya attığımız bir fikirdi. 80’lerin post-apokaliptik, “survival” (hayatta kalma) filmlerinden esinlenerek, “dünyanın sonunu getiren Türk” gibi fikirle yola çıktığımız bir isimdi. Sonrasında uzun zaman birlikte müzik yaptığım arkadaşım Taner Yurdunkulu ile pop prodüksiyonlar, remixler yapmaya devam ettik. Beste inşaası ve soundlar üzerine hem deneyler yapıyorduk hem de çevremizdeki sanatçılarla çalışıyorduk. Nazan Öncel, Sultana, Aziza A., Yener, Mirkelam, Teoman gibi isimlerle çalışmıştık. Ve ufak ufak yurtdışından işler alıyorduk. 2010’da Doruk’un kiraladığı apartmanda bir stüdyoya geçtik ve uzun yıllar çok fazla ürettik. 2017’den beri Doruk, diğer projesi She Past Away ile turne programına yoğunlaştığı için, Armageddon Turk prodüksiyonlarında yakın arkadaşım, film kompozitörü ve eski Rashit üyesi Erdem Helvacıoğlu ile çalışıyorum.
Teoman, Vega, Nazan Öncel başta olmak üzere pek çok yerli isimle çalıştınız. Aynı zamanda Pink, Britney Spears, Selena Gomez gibi global isimlerinde official remixlerine imza attınız. Bu isimlerle nasıl kontak kurdunuz?
2012 yılında Rihanna, Lady Gaga gibi isimlerin official remixlerini yapan Chew FU ve menajeri John Fraizer ile tanıştık. Onları Teoman’ın remix albümüne dahil ettik ve sonrasında Miller Music Factory’ye gelmelerine ön ayak olduk. Bu arada kendi yaptıklarımızı onlar New York’a dönmeden vermiştik. Sonrasında John Fraizer bize remixlememiz için işler gönderdi. Ve böylelikle çalıştığımız bir dolu Amerikan sanatçı listesi oluşmaya başladı. Britney Spears, Ciara, Blush, Pink, Selena Gomez gibi isimler için sayısız remix yaptık. Her hafta iki remix bitiriyorduk. Bir yandan da ben işin İngiltere tarafına da kaymak istedim, referanslarımız yükseldikçe bize inanan menajer ve plak şirketi sayısı artmaya başladı.
Sosyal medya müzisyenler için en önemli mecra haline gelmişken Armageddon Turk’un sosyal medyada herhangi bir hayat belirtisi göstermemesinin bir nedeni var mı?
Son 10 yılda sosyal medyanın müziğe etkisi tartışılmaz fakat 2-3 yıldır bunun artık ciddi anlamda sömürüldüğü de ortada. Özellikle Instagram, Facebook gibi platformlar başladıkları noktadan çok uzaklaşmış durumdalar. Yani müzisyenin bu platformlara reklam bütçeleri yatırmadan ne bir postu yayılıyor ne de yaptıkları işlere bir faydası oluyor. Bunda ajanslarında büyük etkisi var. Ben prodüktör olarak da çalıştığım için hayatımın büyük bir bölümünü zaten stüdyolarda geçiriyorum. Geri kalan zamanlarda okuyorum, müzik dinliyorum ve
sevdiklerime zaman ayırıyorum. Renkli bir hayatımız var, kabul ediyorum ama her anımı paylaşmak ilgimi çekmiyor. Sanıyorum sosyal medyada görünmediğim için insanlar neler yaptığımızı daha fazla merak ediyor ya da birebir buluşmak istiyor. Rick Rubin, Dr. Dre, Jimmy Lovine gibi birçok ismin sosyal medya hesapları yok. Kanye West, Instagram hesabını kapattı. Belki de gelecekte sosyal medyada olmamak daha önemli olacak bilemiyorum. Ama ben hissedemiyorum ve sosyal medyayı kullanmamayı tercih ediyorum.
Müzisyenlerin şarkıları tıklanma sayılarıyla anılıyor, “şu kadar milyon dinlendi” denilerek lanse ediliyorlar. Kimisi bu rakamların doğru, kimisi de şişirme olduğunu söylüyor. Müzik piyasasına oldukça hakim biri olarak konuyla ilgili sizin fikriniz nedir?
Plak şirketleri bu tıklama rakamlarını bir promosyon malzemesine çevirdi. “YouTube’da bir haftada 10 milyon dinlenen şarkı” gibi başlıklar müzik hayatına yeni başlayan isimler için güzel haber malzemesi olabilir. Ama olay artık farklı bir noktaya gidiyor. YouTube, Spotify, Tidal ve tüm diğer platformlar tıklama başına reklam gelirlerinden ciddi rakamlar kazanmaya başlayınca, işin tarzı değişti. Streaming business tüm vahşi kapitalizmi ile ülkemizde de kendini gösteriyor. Teknik konulara girmek istemiyorum ama şu anda YouTube üzerinden
Türkiye’deki isimlerin kazandıkları, yurtdışındaki artistlerin kazandıklarının oldukça altında. Tabii ülkemizdeki platformlar şeffaf olmadıkları için, ne
kazanılıyor net olarak öğrenemiyoruz. Her şeyden önce transparan bir sistem, ciddi raporlama olmazsa bu iş uzun sürmeyecektir. Rakamlar tabii ki gerçekleri yansıtmıyor; yerli müzisyenlerin yaklaşık 400 milyon izlenen videoları var. O zaman Beyonce’ler, Kanye West’ler, Rihanna’lar dünyasında bu isimleri de en
azından konserlerde görmemiz lazım. Madem bu kadar ünlüler, ünlerinin ülkenin dışına taşması lazım… En azından Doğu Avrupa ülkelerini karış karış gezmeleri, turneler düzenlemeleri gerekiyor. Ama maalesef böyle bir şey yok. Tıklama manipülasyonu uzun vadede, plak şirketinden ve streaming platformundan başka kimseye fayda sağlamayacaktır. Bu şekilde bir müzik kariyeri inşa edilemez.
Röportaj : Ali Mert Alan
HABERİ PAYLAŞ