Ofis Hayatınızı Daha Eğlenceli Hale Getirmek İster Misiniz?
Her gün aynı saatte yataktan kalkıyor, elinizi yüzünüzü yıkıyor, kahvaltı yapıyor ya da büyük ihtimalle yapmıyor ve aynı işe gidiyorsunuz. Yani bir rutin! Peki bu rutin canınızı sıkmıyor mu? İşinizi biraz daha keyifli hale getirmek isteyenler için işte yapılabilecekler..
Hayatımız koşuşturmalardan ibaret. Bazen farketmeden günleri, haftaları deviriyoruz. Neredeyse otomatiğe bağlayarak yaptığınız bu işler size de çok sıkıcıymış gibi gelmiyor mu? İşe git, çalış çalış çalış, akşam oldu çık, eve git, yemek ye, televizyon izle, yat kalk, sonra yine yeni yeniden başa sar! Aynı işe git, aynı işleri yap, sıkıl bunal daral; ama yine de bir şekilde günü akşam et, sonra tekrar hooop dön en başa!
İşe Çalışma Ortamınızı Düzenlemekle Başlayın!
İşinizi daha eğlenceli hale getirmek için ilk etapta yapmanız gereken şey bu. Çalışma ortamınızı düzenlemek! Mesela; masanızda veya odanızda size keyif veren bir şeyler var mı? Eğlenceli fotoğraflar, canınız sıkıldığında okuyabileceğiniz mizah dergileri ve benzeri şeyler gibi. Çünkü çalışma ortamınız ne kadar sıkıcı, ne kadar renksiz olursa mesai saatleriniz de aynı şekilde sıkıcı ve renksiz geçer. Bu nedenle, çalışma ortamınızı güzelce bir elden geçirmelisiniz. Masanıza sevdiklerinizin fotoğraflarını koyarak işe başlayabilirsiniz. Sizi motive edecek sözlerden oluşan eğlenceli bir liste hazırlayabilir, bunu görebileceğiniz yerlere koyabilirsiniz.
Ayrıca iş yerinizde kullandığınız renkleri değiştirmeyi düşünebilirsiniz. Nitekim bazı renklerin mutluluğu getirdiği ve ofisteki verimi arttırdığı yönünde yapılan çalışmalar var. Yapabileceğiniz şeyler tamamen sizin yaratıcılığınıza ve zevklerinize bağlı. Küçük süs eşyaları, ilham verici kısa hikayelerin olduğu bir kitap, güzel bir saksı çiçeği ve daha bir sürü farklı şeyle iş yerinize neşe katabilirsiniz. Emin olun bu küçük değişiklikler bile bir süre sonra çalışma alanınıza renk katacak, her gün saatlerinizi geçirdiğiniz mekanın gözünüze çok daha eğlenceli görünmesini sağlayacaktır.
İş Arkadaşlarınızla İletişiminizi Güçlendirin!
Evet, işinizi daha eğlenceli hale getirmek için takım arkadaşlarınızla aranızdaki iletişimi güçlendirmelisiniz. Tabii, size gidin iş yerinizdeki herkesle sıkı fıkı dost olun demiyorum. Böyle birşey mümkün değil. Ama birkaç kişiyle ya da en azından bir kişiyle yakın arkadaş olmanız, işe gitmek için motive olmanızda ciddi oranda etkili olacaktır. Düşünsenize, yöneticinizden zılgıtı yerken, küçücük bir bakışını yakalayıp olayın mizahi yönünü anlayabileceğiniz bir arkadaşınızın olması sizce de minnet duyulası bir şey olmaz mı? Sonuçta; iş yerinde güvenebileceğiniz bir arkadaşınız olduğunda, işe gitmek sizin için çok daha eğlenceli bir hal almaya başlar. Çünkü aklınızda bir önceki akşam yaşadıklarınızı anlatmak vardır. Ya da onun ne yaptığını öğrenmek için sabırsızlanıyorsunuzdur. Kahve molalarınızda, öğle tatillerinizde şöyle oturup adam gibi bir şeyler yapabileceğiniz bir dost bulmuşsunuz demektir. İşte bu nedenle; eğer hala yoksa kendinize yakın bulduğunuz biriyle yakınlaşmanın yollarını aramalı, her gün işe gitmek için kendinize iyi bir neden daha yaratmalısınız.
Diğer taraftan, yapabileceğiniz bir diğer şey de takım arkadaşlarınızın geneliyle iyi iletişim kurmaya çalışmaktır. Şayet çalışma ortamınızda hoşlanmadığınız birileri varsa, onların sizi kötü etkilemesine izin vermemelisiniz. Ya aradaki buzları eritmeye çalışmalı ya da onlarla nasıl başa çıkmanız gerektiğini düşünmelisiniz. Aksi taktirde iş yeri sizin için azaba döner. Bunun için, sevmediğiniz insanlarla etkili iletişim kurmanın yolları neymiş öğrenerek durumun üstesinden gelme konusunda bir fikir edinebilirsiniz. Tüm bunlara ek olarak takım arkadaşlarınızla farklı etkinlikler yapmalı, herkesin fikrini alarak arada sırada iş dışında da vakit geçirmeye başlamalısınız. Bir süre sonra zamanın nasıl geçtiğini bile anlamayacaksınız. İşte bu öneriler sayesinde çalışma ortamınızda çok daha sıcak bir ortam yaratmış olacak ve aynı zamanda da genel olarak başarı oranınızı yükselteceksiniz. Bu sayede işe gitme isteğiniz bir tık olsa da artacak ve pskolojik olarak kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.
Moraliniz Bozulduğunda Ne Yapmanız Gerektiğini Bilin!
Motivasyonunuz düştüğünde ne yapıyorsunuz? Kötü bir gün geçirdiğinizde, canınız hiç çalışmak istemediğinde, bedenen ve ruhen yorgun hissettiğinizde, ne yapıyorsunuz? Var olan durumu kabulleniyor ve çalışmaya devam mı ediyorsunuz? Gözünüzü saate dikiyor ve “akşam olsa da gitsem” diye diye akşam mı ediyorsunuz? Yoksa böyle durumlar için kullanılmak üzere önceden hazırladığınız yedek planlarınız var mı? Çünkü eğer yoksa, olmalı!
Size iyi gelen şeyler ne, kendinizi kötü hissettiğinizde modunuzu neler değiştirebilir tüm bunları çoktan keşfetmiş olmalısınız. Yoksa iş yerinde adeta işkence çekersiniz. Herkesin olduğu gibi sizinde biraz olsun rahatlamaya ihtiyacınız var. Kapalı bir ortamda sabahtan akşama kadar çalışmak oldukça zor. Bu yüzden biraz kendinizi tanıyıp size iyi gelen şeyleri bilmenizde fayda var. Dışarı çıkıp biraz hava almak mı kafanızı toplamanıza yardımcı olur, güzel bir şeyler içip düşünmek mi size iyi gelir, komik videolar izleyerek mi enerjinizi toplarsınız, en sevdiğiniz çizerin karikatürlerine göz atmak mı yüzünüzü gülümsetir, bilmelisiniz. Zira sıkıcı olarak düşündüğünüz işiniz, bir de motivasyonunuz düştüğünde eskisinden çok daha sıkıcı hale gelecek ve doğal olarak da omuzlarınızı biraz daha düşürecektir. İşte buna izin vermemek için, kendinizi toplamak için hangi yolları kullanabileceğinizi bir bir düşünmelisiniz. Bana kalırsa bu en önemli madde.
Müzik Dinleyin! Müzik Ruhun Gıdasıdır!
Bu da kesinlikle işe yarıyor! Tabii, iş yerinizde müzik dinleyebilme imkanınız var mı bilemiyorum, ama eğer böyle bir şansınız varsa gerçekten şanslı olduğunuzu bilmelisiniz. Özellikle de müzik eşliğinde normalden çok daha verimli çalıştığınızı düşünüyor ve müzik dinlemeye bayılıyorsanız. Şöyle güzel bir çalma listesi oluşturun ve isterseniz bütün gün isterseniz de sıkılmaya başladığınız anda kendinizi notaların neşeli dünyasına bırakın. Ama sürekli müzikle çalışamıyorsanız, o zaman zor işlerinizin ardından mola verdiğinizde ya da mail kontrol etme gibi basit işler yapmaya başladığınızda bu öneriyi uygulayabilirsiniz. Mesai saatleri içinde hiçbir şekilde müzik dinleyemiyor musunuz? Onun da çaresi var. Yapmanız gereken şey öğle tatilerinizde kulaklarınızın pası silinene kadar müzik dinlemek olmalıdır.
Aralarınızı Mantıklı Kullanın!
Hem gün içinde verdiğiniz küçük molaları hem de öğle tatilinizi akıllıca kullanmayı öğrenmelisiniz. İşinizi daha keyifli hale getirmek istiyorsanız, biraz yaratıcı olmalı ve ilgi alanlarınızın farkına vararak kendinizi mutlu etmeyi bilmelisiniz. Sürekli koltukta oturuyorsanız küçük yürüyüşler size iyi gelebilir. Ne bileyim, mesela benim için en büyük keyiflerden biri şu güzel bahar güneşinin altında bir yandan kemiklerimi ısıtmak, bir yandan da kahvemi yudumlamaktır. Ya da sıkılıp işe biraz ara verdiğimde, yakın bir arkadaşımı arar; “akşam için eğlenceli bir şeyler yapalım” derim. Çünkü akşam yapacaklarımı düşünmek bile bana yeterince çalışma şevki verir içim içime sığmaz. Sonuçta; akşam çıkıp bir şeyler yapabiliyorsam, canımın her istediğini olmasa bile çoğu şeyi satın alabiliyorsam, bunun işim sayesinde olduğunu bilirim. Sosyal medya turu bile o iş yoğunluğunda bizi iyi hissettirir. Film fragmanları tiyatro duyuruları davetler lansmanlarını görüp kendimizce planlar yapabiliriz. Siz de aralarınızı akıllıca kullanarak, işinizi daha eğlenceli hale getirebilirsiniz. Size keyif veren şeylerle gününüzü renklendirebilir, minicik şeylerle de olsa rutininizin dışına çıkabilirsiniz.
Yaptığınız İşi Oyuna Dönüştürün!
Her gün yapacaklarınızı bir yere yazarak bunu masanızın üzerine koyabilirsiniz. Atıyorum, A işini 1 saatte bitirebileceğinizi düşünüyorsanız yanına bu süreyi yazarak görevi başarıyla tamamlandığınızda kendinizi ödüllendirebilirsiniz. Ya da sizinle aynı işi yapan takım arkadaşlarınızla yarışabilir, işi önce bitireni küçük hediyelerle ödüllendirebilirsiniz. Ne bileyim, mesela o gün yarışı kazanana çikolata alabilirsiniz. Ya da öğle yemeğine çıkartabilirsiniz. Ya da o gün için çay, kahve hizmeti yapabilirsiniz. Artık aranızda nasıl anlaşırsanız, orasını siz bileceksiniz! Bu şekilde çalıştığınızda, yapmaktan hoşlanmadığınız işleri bile istekle yapmaya başlayacak ve bir yandan da motivasyonunuzu arttıracaksınız. İşte bu yüzden işinizi bir nevi oyuna dönüştürmeyi düşünmelisiniz diyorum. Zira her gün aynı sıkıcılığı yaşamak yerine, kazananın kim olacağını öğrenmek için meraktan çatladığınız bir oyunun içinde yer almak diğerine göre çok daha eğlenceli olabilir.
Keyif Almayı Bilin!
Ne yaparsanız yapın, yaptığınız işten keyif almayı öğrenmeniz gerekiyor. Sonuçta; her gün o işe babanızın hayrına gitmiyorsunuz, değil mi? Yani kimse size iş yerinde mesainin bitiş saatini gözetlemeniz için para ödemiyor. Ya da sıkıntıdan patlamanız için. Ki kendinizi patronunuzun yerine koyarsanız ne demek istediğimi çok daha iyi anlayabilirsiniz. Düşünsenize siz isteksizce çalışan ve masasına zoraki oturan bir personele para ödemek ister misiniz? Tabii ki istemezsiniz! Kimse istemez! Bu nedenle, yaptığınız işten keyif almayı öğrenmelisiniz. Yani yukarıda yazanları uyguladıktan sonra işinizin hala çok sıkıcı olduğunu düşünüyorsanız, o zaman sorun sizde demektir.
Çünkü ya genel olarak mutlu olmayı bilmiyorsunuzdur ya da yaptığınız iş size gerçekten zerre kadar uygun değildir. İşte bu ikisi arasında karar vermelisiniz. İşinizden nefret mi ediyorsunuz, yoksa bu memnuniyetsizliğiniz özel hayatınızda da mı yaşamınızı etkiliyor? Artık bu soruları dürüstçe cevaplamak size düşüyor. Nitekim her zaman dediğim gibi, her şey ama her şey sizin elinizde.
Değişmek ya da bir şeyleri değiştirmek için istek duymazsanız, bir tek şu andaki sıkıcı işinizde değil hayatınız boyunca yapacağınız hiçbir işten keyif olamaz, doğal olarak da hiçbir zaman başarılı olamazsınız.