Genel Sağlık Sigortası (GSS) prim borcuna yönelik af, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen yeni bir düzenleme ile gündeme geldi. Bu af, özellikle ekonomik güçlükler nedeniyle prim ödemelerini yapamayan vatandaşlar için büyük bir fırsat sunuyor. Aftan yararlanacak kişiler arasında, özellikle 1 Ocak 2015 öncesine ait prim borçları bulunanlar yer alıyor.
Af kapsamına girenler; çalışmayan, sigortası olmayan veya düşük gelirli kişiler, öğrenci, işsiz, emekli gibi farklı sosyo-ekonomik statülerde olan bireyler olabilir. Bu af, gecikme faizleri ve cezalar da dahil olmak üzere, borçların bir kısmının silinmesini öngörüyor. Ayrıca, af programının detaylarına göre, bu aftan yararlanan kişilerin sayısının ve toplamda silinecek borç miktarının oldukça yüksek olduğu bilgisi de veriliyor. Nitekim, 400 bin kişinin bu aftan yararlanacağı ve yaklaşık 2 milyar liralık borcun silineceği tahmin ediliyor.
GSS prim borcu olan vatandaşlar, e-Devlet üzerinden gelir testi yaptırarak, kendi gelir durumlarına göre devlet desteği alıp alamayacaklarını öğrenebilirler. Gelir testi sonucu, aile içi kişi başına düşen gelirin brüt asgari ücretin üçte birinden az çıkması durumunda, kişilerin borçları tamamen silinecek ve primleri devlet tarafından karşılanacak.
Bu tür af düzenlemeleri, toplumdaki sosyal adalet hissini güçlendirebilir ve ekonomik zorluklarla mücadele eden bireylerin üzerindeki finansal yükü hafifletir. Ancak, sürekli olarak affedilen borçlar, kişilerin prim ödeme alışkanlıklarını olumsuz etkileyebilir ve sistemde sürdürülebilirliği zorlaştırabilir. Bu bakımdan, böyle bir af düzenlemesinin yararları kadar, potansiyel riskleri ve uzun vadeli etkileri de düşünülmelidir.
Sosyal güvenlik uzmanları, prim borcu affının kısa vadeli bir çözüm olduğunu ve uzun vadeli sistem sorunlarını çözmeye yardımcı olmadığını belirtiyor. Uzmanlar ayrıca, sistemin sürdürülebilirliği için daha köklü reformların ve düzenli ödeme teşviklerinin ön plana çıkarılması gerektiği konusunda hemfikir. Bu tür bir afın, dönemsel olarak ekonomik rahatlama sağladığı ancak genel sağlık sigortası sistemine olan güveni sarsabileceği konusunda uyarılarda bulunuyorlar.