Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Uluslararası İş Birliği Platformu tarafından organize edilen 8'inci Boğaziçi Zirvesi'ne katılan
Fatih Terim,
"Futbolda neden zirve değiliz" başlıklı panelde değerlendirmelerde bulundu.
Galatasaray'la görüşme halinde olduğu iddia edilen Fatih Terim,
"Hakkımda yazılanlar Galatasaray'a zarar veriyor. Galatasaray'la görüşmem olursa zaten sizlerle paylaşırım. Bu açıklamamdan sonra hala bu tarz haberleri yapanlar olursa onlara itibar etmemenizi rica ediyorum." dedi.
Terim'in açıklamalarından önemli kısımlar şöyle;
"SPORU DEĞİL, SPORUN GETİRDİĞİ BAŞARILARI SEVİYORUZ""Biz sporu değil, sporun getirdiği başarıları seviyoruz. Biz taraftarlığı seviyoruz. Üstelik sadece kazanmayı istiyoruz. Hayatın her alanında olduğu gibi, emek vermeden sonuç almayı istiyoruz. Şimdi sorunu anlayabilmek, çözüm önerileri üretebilmek için duruma sadece spor olarak mı bakmak lazım yoksa dürüstçe büyük resmi mi değerlendirmek lazım bir düşünelim. Sizce spor, yaşadığımız hayatın genel akışından ve düzeninden farklı olabilir mi? Olursa da ne kadar olabilir sorgulayarak başlamak lazım bence. Bakın maalesef toplumumuzda iki önemli duygu körelmiş vaziyette; güven ve takdir. Bu sebeple insanların iyi ve başarılı yönlerini değil, eksik ve hatalarını görüyor, bunları ön plana çıkarıp insanları yerden yere vurmaya bayılıyoruz. Takım çalışması, birlikte üretme kültürü, bir üretimin parçası olma mutluluğu bizim toplum olarak zayıf olduğumuz alanlar.""TÜRKİYE'DE HERKES SPORU ÇOK BİLİYOR...""Bir başka sorunumuz ise sporu herkesin çok iyi bilmesi. Kuşkusuz spor, herkesin kendini "üstat" gördüğü bir konu, üretmemiş, okumamış, çalışmamış, hiçbir başarısı olmayanların ahkam kestiği, estiği, gürlediği, yıktığı bir alan. O nedenle bu söylediklerimin ışığında gelin bundan sonra anlatacaklarıma bir kitap diye bakalım. Eğer sizlere kısaca bahsedeceğim başlıklar ilginizi çekiyorsa birlikte bu kitabı yazmak ve birlikte okuyup uygulamak için yola çıkalım.""SPOR ENDÜSTRİYEL BİR HAL ALDI""Gelelim duygusal hedefler konusuna. Şikayet etmek, söylenmek için demiyorum ama sporun endüstriyel bir hal alması sonrası kaybolan bir amatör ruh, destek olma arzusu, keyif unsuru ve sporun skora, ödüle ve başarıya odaklı bir branş olduğuna dair negatif tutumlar hepimizi yoldan çıkarabiliyor. Bu da toplumsal iki soruna neden oluyor: İşte konuşmamın başında da ifade ettiğim güven ve takdir duygusu eksikliğine. Kitabın ikinci bölümü olan bu duyguların yaşamımızdaki eksikliği, spora ve sporcuya bakış ve onlardan beklentiyle ilgili ciddi sorunlara sebep oluyor. Çabuk tüketiyor, kolay vazgeçiyor, hemen sırtımızı dönüyor, hemen harcayabiliyoruz. Meseleye bir bütün olarak bakmak gerekirse eğer sporun hayatlarımızdaki varlığının önemini sadece sporculara değil bu topraklarda yaşayan her bireye aktarmayı başarabilirsek, her bireyin bir sporcunun yaşadıklarına dair fikrinin, bilgisinin olmasını sağlarsak kısaca spor kültürünü en temelden vermeyi başarırsak ülkemizde farkındalığı yüksek spor izleyicisi, seyircisi de görebiliriz. Ülkemizdeki çocuk ve genç hamur, bu kitabı yazacak potansiyeli olan tecrübeli ve uzman kişilerin varlığı, bu kitabın yazılmasına destek verecek erk ve belki de bu kitaptan yararlanarak hayatı değişecek toplumumuzun varlığı benim inandığım ve güvendiğim yegane şey" değerlendirmesinde bulundu.