BAĞ-KUR'lu, işçi ve memur kadınlar gebe kaldıktan sonra doğumdan dolayı, ücretsiz doğum izni süreleri ile doğum yaptıktan sonra iki yıla kadar çalışmadıkları süreler için Sosyal Güvenlik Kurumu'na doğum borçlanması yapabiliyor. Çalışan kadın sigortalılar, her bir çocuk için sigortasız geçen sürelerinin 2 yıla kadar olan kısmını SGK'ya borçlanma hakkına sahip oluyorlar. Çalışan kadına, üç çocuk için toplam 6 yıla kadar doğum borçlanması yapılabiliyor.
Memur ve işçi çalışan kadınların çocukları ilkokula başlayıncaya kadar yarım gün çalışma hakkı var. Çalışan memur ve işçi kadınlar eğer isterlerse, çalışmadıkları yarım günlük süreler için de borçlanma yapma hakkına sahip oluyorlar.
Doğum borçlanması yapan BAĞ-KUR'lu ve işçi kadına 2019 yılı için günlük en düşük 27.28 lira para ödemesi yapılıyor. Çalışan kadına bir çocuk için iki yıl borçlanan kadının sigortalı 19 bin 648 lira prim ödemesi gerekiyor. Ödemesi gereken bu rakam iki çocukta 39 bin 300 liraya ve üç çocukta ise 58 bin 950 liraya kadar çıkıyor. Çalışan memur kadınların ise doğum borçlanma ödemesinin ne kadar olacağına, doğum borçlanması yapan kadın borçlanma ödeme primini, derece ve kademelerine göre ödüyor.
Prim borçlanma bedelleri ne kadar ?
- Günlük en düşük 27.28 TL,
- Günlük en yüksek 204.60 TL,
- Bir aylık en düşük 818.40 TL,
- Bir aylık en yüksek 6138.00 TL'dir.
Çalışan kadına emekli aylığı bağlanacağı zaman 2000 öncesi, 2000-2008 Eylül arası ve 2008 Ekim sonrası dönem olmak üzere üç farklı dönem üzerinden hesaplama yapılıyor. Çalışmış olan kadına emekli olacağında bağlanacak emekli aylığının miktarı bakımından 2000 öncesi, en avantajlı dönem oluyor. Çalışan anne için en avantajlı dönem 2000'ken, çalışan anne için en dezavantajlı dönem ise 2008 sonrası oluyor.
Çalışan kadının emekli olunan tarihten itibaren 2000 öncesindeki sürelerin toplam çalışma süresi içindeki payı ne kadar yüksek ise emekli olan ve emekli aylığı alacak olan kadın vatandaşa, emekli aylığı o kadar yüksek oluyor. Bu 2000 öncesindeki dönemdeki duruma karşılık, 2008 sonrası süreler toplam süre içinde ne kadar fazla ise emekli aylığı artmak yerine emekli aylığı o kadar olumsuz etkileniyor.
Bundan dolayı kadın sigortalı çalışanlar, öncelik olarak birden fazla çocuk için borçlanma hakları varsa 2000 yılından önce doğan çocukları için borçlanmayı ön plana almalı ve 2000 yılından önce doğan çocuğu üzerinden borçlanmayı tercih etmeli diye söyleyebiliriz. Bu anlattığımıza örnek vermemiz gerekirse; 1995, 2002 ve 2010'da doğan üç çocuğu bulunan bir anneyi düşünelim. Çalışan annenin üç çocuğu için de borçlanma hakkı bulunuyorsa 1995'te doğan çocuğuna öncelik vermeli. Eğer 1995'de doğan çocuğunu seçmesine rağemn süre yeterli gelmezse 2002'deki çocuğu için ikinci sırada borçlanmayı tercih etmeli.
Yürürlükte olan yasalar, borçlanma hakkı tanıyor diye sırf hakkınız var diye borçlanmanız gerekmiyor. Emekli aylığını yükseltmek için prim günü eksik olmadığı halde borçlanmanın maliyeti size getireceği maaştan fazla olabiliyor. Fazla emekli maaş almak için borçlandığınızda fazla maaş almak yerine aksine alacağınız fazla maaşı maliyete ödemek zorunda kalabilirsiniz. Bu duruma örnek olarak, 1980'li, 1990'lı yıllarda çalışmaya başlamış olan kişiler, prim günleri eksik değil ise 2008 sonrası doğan çocukları için borçlanma yapmayı tercih etmemeli.
Kadın vatandaşlarımız nasıl ki doğum yaptığında ya da işe girmeden önce çocuk yaptığında hem doğum borçlanması hem de staj borçlanmasından faydalanabiliyorsa, erkek vatandaşlarımız da askerlikte geçen süreleri borçlanabiliyor. Sigortalı olarak çalışıyorken, yapılan askerlik sürelerinin borçlanılması maaşı arttırmaz, sadece prim gününü artırır. Böyle olduğunda da tavsiye edilen şey borçlanma yapmamalarıdır. Erkek vatandaşlardan işe girdikten sonra askerlik yapanlar, prim günleri eksik değilse borçlanma yapmasınlar.
Bir diğer seçenek ise, askerlik görevini henüz işe girmeden önce yapan erkek vatandaşlarımızdır. Askerliğini işe girmeden önce yapan kişilerin durumu ise diğerlerinden biraz daha farklıdır. Askerliğini işe girmeden önce yapanlar, askerlik borçlanması yaptıklarında, sigorta başlangıç tarihleri, borçlanma yaptıkları gün sayısı kadar geriye gider. Böylece, emeklilik yaşlarında da düşme olabilir. Ek olarak, askerliğini işe girmeden önce yapmış olanların da ihtiyaçları kadar borçlanması tavsiye edilir. Bazen emeklilik yaşını düşürmek için 1 gün borçlanmak bile yeterli olabiliyor. O yüzden kulaktan dolma bilgilerle ve araştırmadan hemen borçlanma yoluna gitmektense, kaç gün borçlanma ihtiyaçları olduğunu tespit edip o kadar borçlanma yapmaları tavsiye edilir.
Bir diğer emeklilik ile araştırma yapan ancak diğer vatandaşlarımızdan farklı bir durumda olan kişiler ise gurbetçi vatandaşlarımızdır. Yurt dışında çalışan gurbetçiler, Türk vatandaşlığında geçen 18 yaşından sonraki süreleri borçlanma yapabilirler. Türk vatandaşlığında geçen 18 yaşından sonraki süreleri borçlanmayı yaptıktan sonra Türkiye'de emekli aylığı bağlatma hakkı kazanıyorlar ve Türkiye'den emekli maaşı alabilirler. Borçlanma, yurt dışında sigortalı olarak çalışılan dönemler ile her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ve ev hanımı olarak geçen süreler için uygulanabiliyor.
Gurbetçi vatandaşlarımızdan geçmişte borçlanma sırasında günlük 5 dolara kadar prim ödemesi talep ediliyordu. 2008 yılında dövizle borçlanma uygulamasının artık yapılmamasına karar verildi ve 2008 yılında dövizle borçlanma uygulaması yürürlükten kalktı. Dövizle borçlanma kalktıktan sonra günlük 27.28 lira prim ödeyerek borçlanma yapabiliyorlar. Türk Lirası'nın son iki yılda gözle görülür bir şekilde değer kaybetmesi, gurbetçilerin emeklilik için borçlanma maliyetini de düşürmüş oldu. Türk Lirası'ndaki değer kaybı durmayıp hala da değer kaybetmeye devam ettiği içinden dolayı, borçlanma yapmak isteyen gurbetçilerin bu dönemi fırsat olarak görüp değerlendirmeleri tavsiye ediliyor.
Hangi durumlarda emeklilik borçlanması yapılabiliyor ?
- Ücretsiz doğum izni süreleri,
- İşçi, memur ve BAĞ-KUR kapsamındaki sigortalı kadınların, üç çocuğa kadar olmak üzere, her çocuk için çalışmadıkları iki yıllık süreleri,
- Kamu görevlilerinin personel mevzuatına göre aylıksız izin süreleri,
- Er veya erbaş olarak silâh altında veya yedek subay okulunda geçen süreler,
- Sigortalı olmaksızın yapılan avukatlık staj süreleri,
- Seçim kanunları gereğince görevlerinden istifa edenlerin, istifa ettikleri tarih ile seçimin yapıldığı tarihi takip eden ay başına kadar açıkta geçirdikleri süreleri,
- Sigortalı olmaksızın doktora öğrenimi veya tıpta uzmanlık için yurt içinde veya yurt dışında geçirilen normal doktora veya uzmanlık öğrenim süreleri,
- Sigortalıların beraatla sonuçlanan tutukluluk veya gözaltı süreleri,
- Gurbetçi Türk vatandaşlarının yurt dışı borçlanması.
- Grev ve lokavtta geçen süreler,
- Hekimlerin fahrî asistanlıkta geçen süreleri,
- 13 Şubat 2011 tarihinden sonra, 4857 sayılı İş Kanunu'na göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalıların, kısmi süreli çalıştıkları aylara ait eksik süreleri,
- Sigortalı olmaksızın, 1416 sayılı Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun'a göre yurt dışına gönderilenlerin, yurt dışında resmî öğrenci olarak geçirmiş oldukları öğrenim süreleri,