2023 yılı itibarıyla, Afganistan uluslararası arenada yüzleşmek zorunda kaldığı en büyük sınavlardan biriyle karşı karşıya kalmış durumda. ABD'nin Afganistan'ın merkez bankası üzerine koymuş olduğu yaptırımlar ve komşu ülkelerin Afgan mültecileri topluca sınır dışı etmesi, ülkenin zaten kırılgan olan ekonomik ve sosyal yapısını daha da zora sokmuş bulunmaktadır. Bu makalede, söz konusu eylemlerin Afganistan'daki insani duruma nasıl etkilerde bulunduğunu derinlemesine inceliyoruz.
Afganistan'ın merkez bankasına yönelik başlatılan ekonomik yaptırımlar, uluslararası rezervlere erişimin kısıtlanmasını beraberinde getirdi. Bu durum, ülke içerisindeki finansal istikrarı ciddi biçimde sarsarken, Afgan hükümetinin yeni ekonomik politikalar geliştirme ve uygulama kapasitesini zayıflatmıştır. Özellikle döviz rezervlerinin dondurulması, Afganistan'ın yurt dışından satın aldığı temel ihtiyaç malzemelerinin ithalatını olumsuz etkileyerek gıda güvensizliği sorunlarını daha da ağırlaştırmıştır.
Komşu ülkelerden Afgan mültecilerin kitlesel olarak sınır dışı edilmesi, hem sınır dışı edilen bireylerin kendileri hem de ülkeye geri dönen insanların karşı karşıya kaldıkları zorlukları şiddetlendirmiştir. Her ne kadar bazı ülkeler Afgan vatandaşlarını geri kabul etmekte geçici süreler tanısa da, genel eğilim, mültecileri geri göndermek yönündedir. Bu durum, zaten işsizlik ve yoksullukla mücadele eden Afganistan'da iş gücü piyasalarını daha da zorlayarak ekonomik ve sosyal istikrarsızlıkları körüklemekte.
Uluslararası toplum, Afganistan'daki mevcut krizle başa çıkabilmek için çeşitli yardım paketlerini devreye sokmuş bulunuyor. Ancak, bu yardımların dağıtımı konusunda karşılaşılan bürokratik ve lojistik engeller, yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasında gecikmelere neden olabilmektedir. Bu bağlamda, Afganistan için sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek adına uluslararası toplumun koordinasyon içinde daha fazla çaba göstermesi gerekmekte.
Bu makale, ABD yaptırımlarının ve kitlesel iadelerin Afganistan üzerindeki yıkıcı etkilerini analiz etmekte, bu krizin derinleşmesine yol açan temel dinamikleri ve olası çözümleri tartışmaktadır. Afganistan'da yaşanan insani krizin karmaşıklığı ve birden fazla faktör tarafından tetikleniyor olması, uluslararası ilişkiler ve yardım stratejilerinin yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır.